ozgur (şimdiye kadar 22 posta) | | 11/3/2006 - Teşkilat-ı Mahsusa - Beş adam Rusları
dehşete düşürdü.
Teşkilat-ı Mahsusa
Abdullah MURADOĞLU
Beş adam Rusları dehşete düşürdü
Teşkilat-ı Mahsusa'dan Kuşcubaşı Hacı Sami ve
dört arkadaşı Keşmir üzerinden Pamir dağlarını
aşarak Batı Türkistan'a sızdı. 1916'daki, Ruslara
büyük kayıplar verdiren Yedi-Su İsyanları'nda
önemli rol oynadılar
Hind ihtilalini hazırlamak için Hindistan'a giden
altı kişilik ekibin başında Kuşcubaşı Eşref vardı.
Ekibin elemanları Hacı Selim Sami, Emrullah
Barkan, Adil Hikmet, İbrahim Haklıer ve Tatar
Hüseyin 'di. Ekip Bombay'a giderken savaş patlak
verdi. Enver Paşa, Eşref Beyi geri çağırdı.
İngilizler, ekibin peşindeydi. Yol haritası
değişmişti. Eşref Bey, dostu Maskat Emirine
uğrayıp İstanbul'a, diğerleri ise Orta Asya'ya
RUSLARLA MÜZAKERE
Hacı Sami ve arkadaşları Keşmir üzerinden Pamir
dağlarını aşarak Doğu Türkistan'a girdi. 1916'daki
Ruslara büyük kayıplar verdiren Yedi-Su
İsyanları'nda önemli rol oynadılar. Yusuf
Gedikli'nin hazırladığı "Asyada beş adam" adlı
hatıratında Adil Hikmet şöyle anlatıyor:"Çok defa
yırtık bir potini rüyalarımızda bile görmedik. Çok
defa boş midelerimizin şikayetini durdurmak üzere
yumruklarımızı karnımıza bastık. Pamirden
Taklamakan çöllerinden ve her türlü vasıtalara
malik seyyah kütlelerinin geçmeye cesaret
edemedikleri yerlerden yalnız başımıza yürüyerek
geçtik. Kırgızları ayaklandırarak, mukden meydan
muharebesinde Japonlara mağlup, fakat Türkistan
ihtilallerini kanlı bir surette bastırmağa
muvaffak olduğundan dolayı çarın sarayında büyük
bir mevkiyi haiz olan meşhur meşhur general
Kuropatkin ile muntazaman muharebeler yaptık.
ÇİN CUMHURBAŞKANI GÖREV TEKLİF ETTİ
Bu muharebelerde gah mağlup olduk, gah galip
geldik. O meşhur generalin araya koyduğu Çinli
general ile bir devlet gibi mütareke akdettik. Rus
gazeteleri sütunlarını bizim hakkımızdaki
havadislerle doldurdu. Japon matbuatı en mutena
sahifelerine bizim resimlerimizi bastı. İşte ben
bu vakaları tespit ediyorum."
Beş eylemci, Haziran 1919'da Şanghay'a ulaştı. Çin
Cumhuriyeti'ni kuran Dr. Sun Yat -Sen,
Teşkilat'çılara ilginç bir teklifte bulundu. Çin
ikiye bölünmüştü, iç savaş vardı. Bir adamını
onlara göndererek Çin ihtilal ordusunda görev
almalarını ya da Çin dahilinde teşkilat
yapmalarını istedi. Teklifte bulunan sadece
Çinliler değildi. Adil Hikmet şöyle diyordu: "Kore
Hariciye nazırlığına namzet olan ihtilal reisi
mister Kim ziyarete geldi. Kore ihtilalini idare
etmemizi rica etti. Bunu reddettik. Korelilerin
Türk olduklarını, ırkdaşlarımıza yardıma koşmamızı
istedi. Kore ihtilalinin misyoner tahrikleriyle
alevlendiğini ve ABD'nin menafiğini istihdaf
ettiğini ve bizim, ırkımız için cinayet
yapamayacağımızı izah ettik."
ÖKSÜZ DEĞİLSİN
Adil Hikmet, 1921'de İstanbul'a geldi. Başkent
işgal altındaydı. 1914'de yola çıkarken altı aylık
evliydi. Bir çocuğu dünyaya gelmişti. İstanbul
sularına girdiğinde hisleri şöyleydi: "Henüz
duvağıyla bıraktığım hayat ortağım ne halde? Kızım
bana sarılacak mı? Ben bu heyecanı şimdi daha
şiddetli hissediyorum. (..) İçeriye adım attığım
dakikada velvele koptu. Herkes biribirini
kucaklıyordu. Şu köşede benim altı buçuk seneden
beri hayalimde yaşattığım kadın gözlerine mendil
tutmuş, hıçkırıyor. Şu ufak yavru kim? Siyah
gözlerini bana dikmiş, çekingen tavırlarla
bakıyor. Eliyle çenesini okşuyarak bir ayağını
ileri geri oynatıyor. Kayınpederim torununu
kucakladı, bana doğru gelerek: İşte baban kızım,
dedi, artık öksüz değilsin."
Necip Fazıl'ın şeyhine 'teşkilat'tan teşekkür
İslam Milis Teşkilatı'nın kumandanlarından biri
Teşkilatı Mahsusa'dan meşhur komitacı Ömer
Naci'ydi. Teşkilatı Mahsusa'nın Şark cephesi
"Kafkasya İhtilal Cemiyeti" namıyla hareket
ediyordu. Cemiyetin şubeleri Erzurum, Trabzon ve
Van'dı. Erzurum'un idaresinden Dr. Bahattin Şakir,
Hilmi Bey, Vali Tahsin Uzer sorumluydu. (Tahsin
Bey Van Valisi iken Bediüzzaman'ınçok yakın
dostuydu. Medresetüz-Zehra'nın açılması için
defalarca İstanbul'a yazı yazdı. Neticede
üniversitenin temeli atıldı. Kuva-yı Milliye
döneminde Atatürk ve Fevzi Çakmak'ın Ankara'ya
davet ettiği Bediüzzaman,Tahsin Bey'in araya
girmesiyle davete icabet ediyordu.) Ömer Naci ise
Van'da kalarak, Rusya ve İran dahilinde istihbarat
ve teşkilatla meşgul oluyor, çeteler teşkil
ediyordu. Ömer Naci'nin Teşkilat merkezine çektiği
telgraflara göre Van'da milis fırkası teşkilinde
beklediklerinin çok üstünde netice alınmıştı.
ÇETECİLERLE SAVAŞTI
Ömer Naci'nin sözünü ettiği milis fırkalarında
Necip Fazıl'ın şeyhi Abdulhakim Arvasi, Seyyid
Taha, Seyyid Hacı Baba Şeyh, Van ve Gevaş
Müftüleri ile Bediüzzaman da vardı. Şeyhler ve
Hocaefendiler müritlerinden çeteler teşkil ederek
Ruslara ve Ermeni çetelerine karşı savaştılar.
Bediüzzaman'ın katibi Molla Habib İran cephesinde
Teşkilat-ı Mahsusa'nın ünlü isimlerinden Halil
Paşa'yla mühim bir haberleşmeden sonra şehit
düştü. Milis Albayı Bediüzzaman ise Bitlis'te
Ruslara esir düştü. Esaretten kurtulup İstanbul'a
geldi. Enver Paşa, Nursi'nin İşaretül İcaz adlı
eserinin kağıt parasını karşıladı. Nursi,
İstanbulun işgalinde Hutuvat-ı Sitte'yi yazarak
tavrını ortaya koydu Kadir Mısıroğlu'nun "Kurtuluş
Savaşı'nda Sarıklı Mücahitler" kitabındaki
belgelere göre bölgedeki milislerin kumandanı Ömer
Naci, Şeyhülislam'a telgraf çekerek Seyyid
Abdulhakim Arvasi ve kardeşi Hacı Baba Şeyh'in
İran'da mücahede-i İslamiyeleriyle temayüz
ettiklerini, manevi nüfuzlarıyla mukaddes cihada
bilfiil hizmetlerde bulunduğunu bildirerek birer
rütbe-i aliye ile taltif edilmelerini istiyordu.
Mevlevileri ve Bektaşileri de milis yaptılar
Teşkilat-ı Mahsusa'nın topladığı gönüllüler
arasında tarikatler ve aşiretler de vardı. Mevlevi
Mücahit Alayı'nın başında Veled Çelebi, Bektaşi
Mücahit Taburu'nun başında Cemaleddin Çelebi
vardı. Kadiri, Nakşi, Rufailer Mevlevi Alayı
bünyesinde idiler. Yenikapı Mevlevi Şeyhi
Abdulbaki Efendi ile Erzincan Mevlevi Şeyhi
İbrahim Hakkı Efendi de dervişleriyle Şam'daki
Mevlevi Alayı'na dahil oldu.
DERSİMLİ MÜCAHİTLER ALAYI
Vatan Özgül'ün "Balabanlılar" kitabındaki
belgelere göre Erzincan ve Dersim'de mukim
Balabanlı alevi aşireti reisi Gül Ağa ve Şadıllı
aşireti reisi Kırmo Yusuf'un, Teşkilat'la sıkı
ilişkisi vardı. İlginç bir not: İttihad-i İslam,
alevi aşiretler arasında da kabul gördü. Balabanlı
milislerden "Gül Ağa'nın Mücahitleri" diye söz
ediliyordu.
SITKI BABA YÜZBAŞI
Bektaşi Şeyhi Cemalettin Çelebi, Dersim'deki Alevi
ocaklarını ziyaret ederek, Teşkilat-ı Mahsusa'ya
gönüllü topladı. Bu gönüllülere Mücahidin-i
Bektaşiye adı veriliyordu. Erzurum'da Bektaşi
Alayı Kumandanı Cemalettin Efendi'nin askeri
danışmanı Yüzbaşı Nuri Dersimi idi. Dersimi daha
sonra ayrılıkçı isyanlarda yer aldı. Bazı
iddialara göre Dersimi, Teşkilat'ın isyancıların
içine sızmış başarılı bir elemanıydı. Bektaşı
Mücahit Taburları'nın Erzincan şubesinin başında
yüzbaşı rütbesiyle Alevi Babası ve ozanı Sıtkı
Baba vardı.
Nurşin Şeyhleri Milis Teşkilatı kurdular
Bitlis'teki Nurşin Şeyhleri de Cihan harbinde
müritleriyle milis fırkaları kurdu. Bunların
ikisi, Molla Sadrettin Yüksel'in kayınpederi Şeyh
Masum ve amcası Şeyh Muhammed Ziyaüddin idi. Şeyh
Ziyaüddin'in iki kardeşi şehit oldu, kendisi
kolunu kaybetti. Atatürk, Kuva-yı Milliye
döneminde yazdığı, "Nurşinli Meşayih-i İzam'dan
Şeyh Ziyaüddin Efendi Hazretlerine" başlıklı
mektubunda "zat-ı fazilanelerinizin Harb-i
Umumi'nin imtidadınca Osmanlı ordusuna ifa eylemiş
olduğunuz hıdemat-ı bergüzidelerine ve Makam-ı
Mualla-yı Hilafet ve Saltanata göstermiş olduğunuz
revabıt-ı kalbiyelerine yakından muttali
bulunuyorum. Bu sebeple zat-ı alinize kalben pek
büyük hürmetim vardır" diyordu. |