ZAZALAR
Dil konusunda Unesko’nun yaptığı bir araştırmaya göre bugüne dek dünyada konuşulmuş ve konuşulmakta olan 7 bini aşkın dil tesbit edilmiş bunların 4 bin küsuru tarihe mal olmuş, halen konuşulan dil sayısı ise 3 bin küsur kadardır. Bu arada yeni diller de oluşuyormuş, 18 tane yeni dil tesbit edilmiş, bunlardan biriside Almanya’da bulunan Türk işçilerinin orada doğup Alman toplumuna tam uyum sağlamamış gençlerin konuştuğu dilmiş. Bu dilde Almanca ile Türkçe karışarak yeni bir dil oluşmuş. Bu ortaya çıkan durumu Unesko ayrı bir dil olarak saptamış. Böyle şeyler geçmişte olduğu gibi bugün ve gelecekte de olabilir demektir.
Dünyada halen konuşulan 3 bini aşkın dil var. Ama buna karşın 177 tane devlet var. Yani her dil sahibi, bir devlet kurmamış. Her devlette ise dünya ortalamasına göre; yaklaşık 17 dil var. Bu ortalama tabi ülkeden ülkeye, devletten devlete değişiyor. Çin, Hindistan gibi ülkelerde yüzlerce dil var. Ama tek dilli devlet yok. Bu konuda en homejen devletler bile birden fazla dilin konuşulduğu devletlerdir.
O halde farklı etnik ve dinsel yapılardan kaçınmak elimizde değil. Bunun yolu en uyumlu şekilde ortak hukuk çerçevesinde yaşamı sağlamaktır. Devlet yöneticilerine düşen görev bir orkestrayı en güzel şekilde yönetmektir. Orkestradan çıkan akortsuz sesleri anında tesbit edip normal seyrine sokmaktır. Akortsuz sesler var diye orkestradan da müziktende vazgeçilmez. Müzik tek nota ile olursa monoton kalabilir. Müzik çok nota ile gelişir. Müziğin gelişmişlik derecesi kullandığı müzikal çeşitlilikle ölçülür.
Türkiye’deki Zazalar’a gelince; Zazalık etnik bir ayrımdır. Dinsel ayrım değildir. Ama Zazalar’ın etnik kimliği hayli tartışma konusudur. Türkiye’deki Kürt milliyetçiliğini savunan siyasi akımlar Zazalar’ın Kürt olduğunu Zazaca’nında Kürtçe’nin bir şivesi olduğunu savunuyorlar. Türkiye’deki Türk Milliyetçiliğini savunan bazı siyasi akımlar ise Zazalar’ın Türk olduğunu, Zazaca’nın da Türkçe’nin bir kolu olduğunu savunuyorlar. Her iki kesimde tarihçilerden ve sosyologlardan bazı referanslar vererek iddialarını güçlendirmeye çalışıyorlar.
Zazalar’ın Kürt mü? Türk mü? olduğu şeklindeki etnik yapı tartışması sürerken 1988-89 yıllarında İsveç’te Türkiye’den siyasi nedenlerle yurtdışına çıkan Ebubekir Pamukçu adlı yazar Zazalar’ın ne Türk nede Kürt olmadıklarını onların ayrı bir etnik kimlik olduklarını Zaza oldukları iddiasını çıkardığı dergi (Piya) vekitapta iddia etti. Bu düşüncenin yurt dışında olduğu gibi yurt içinde de yansımaları oldu. O tarihe dek çoğunlukla Zazalar’ı, Kürtlerin bir koluZazaca’yı da Kürtçe’nin şivesi sayan bazı eski Kürtçü ve Sosyalist Zazalar Zazalığı savunmaya başladılar. Konu ile ilgili referans olabilecek dergi ve kitaplar çıkardılar. Bu çalışmalar Zazalar, Kürt değilse kimdir? Sorularını tartışma konusu edinceZazalar’a Kürtler’den ayrı bir tarih arama gereksinmesi ortaya çıktı. Berhem Dergisi, Piya ve Ayre Dergisi ile Ali Kaya’nın Dersim Tarihi ve Deylem’den Dersim’e kitapları bu arayışın sonucu ortaya çıkan çalışmalar oldu.
Bu tartışmalar konusunda bazı bilgiler vermek gerekirse; Davit M. Mac Kenzie; Zazalar’ın bugün yaşadıkları topraklara ne zaman göç ettiklerini bilmediğini ve Medler ile Kürtler arasında bir bağ kurmanın yanlış olduğunu ifade ettiği görülüyor. Polbius ise; Medler’in kuzey komşuları olan Deylemliler’den sözederek, onların bugünkü Zaza’ların ataları olduğunu ifade ediyor. Minorski; “Zaza bu insanlara ve konuştukları dile komşularınca verilen addır. Onlar kendilerine Dimil derler. Şimdiki, dilbilimcilerin bu ismin Deylem’den türediği üzerinde anlaştıkları açıktır,” Diyor. Oskar Man ise; 1906-1907 yıllarında bölgede yaptığı araştırmalar sonucu hazırladığı yazıdaZazaca’yı Kürtçe’nin bir lehçesi olarak adlandırıyor.W. B. Loocwood veT.M. Jhonstone ise; Dimilice’yi iyi bir dil olarak kabul ediyor. Terry Lynn Toodd; Dimilice’den hareketleZazalar’ın ayrı bir halk olduğunu belirtir. İngvar Sauberg; Zazalar’ın ayrı bir halk olduğunu belirtir. Mac Kenzie’de Zazaca’yı ayrı bir dil olarak kabul eder. F. Müller; Zazaca’nın Kürtçe ve Farsça’dan türeyen bir dildir diyor.
Hadank; Zazacayı ayrı bir dil olarak görüyor. Albert Socin 1898’de;(1) Zazalar, Kurmanci’den farklı diyalekt konuşan Kürtlerdir.Diyor.
V. Minorsky ise İslam Ansiklopedisi’nin İngilizce basınında; “20. yüzyılda Kürtler arasında kesinlikle Kürt olmayan bir unsurun-Zaza-tesbit edildiğini belirtir.” dedikten sonra; “Zazaların Kürtçe’den çok farklı bir Kuzey-Batı lehçesi konuştuklarına” değinir. Zazalar için; “Gerçek Kürtler olmayan İran’lı aşiretler” diyor.
O. Mann, M. Kenzie, Haddak, Bruinessen, Güran ve Hewrami Zazaları Kürtler’den kararlılıkla ayırmaktadır. Prof. Kojima’da; Zazaca’yı ayrı bir dil olarak sınıflandırmakta hatta bir Kürt dil grubunun bulunmadığını diğer lehçelerinde ayrı bir dil hürriyeti taşıdığını ifade etmektedir.(2) Prof. Dr. Yalçın Küçük ise; Zazaca çokça sanıldığının aksine Kürtçe’nin bir lehçesi değildir. Zazaca Kürtçe dışı kalıyor.” diyor.
Değişik araştırmacıların tesbitlerinde de görüldüğü gibi Zazalar farklı etnik kimliklerde ifede edilmektedir. Bu farklılık birazda Zazalar’ın muğlak yapılarından kaynaklanıyor olabilir. Ayrıca; sosyal bilimlerde bir ilke vardır. Ulusların kökenini etimoloji yolu ile tanımlamak her zaman sağlıklı değildir. Etimolojiler, tarihi ve coğrafi olgulara özgül özelliklere analizlerinde önemli yer vermek zorundadırlar.
Unesco Almanya’da Almanca-Türkçe karışımı oluşan dile ayrı bir dildir diyor. Yani bu dil Almanca’dan ve Türkçe’den oluşsada Almanca’da değildir. Türkçe’de değildir. Ayrı bir dildir. Peki bu dili konuşanlar ayrı bir etnik kimliktendir denebilir mi? Denemez. Çünkü bu insanlar Türktür. Bu nedenle Zazaca konuşan herkese de Zaza’dır veya Kürttür demek çok nesnel bir tanımlama olmaz. Bu nedenle; Tunceli’li, Erzincan’lı, Sivas’lı bir çok yaşlı Zazaca bilen kimse; “Horasan’dan gelen Türküz” demesi anlamlıdır. 1921 TBMM Dersim MilletvekiliHasan HayriBey Meclisteki konuşmasında; Harezm’den gelen veTürkçe konuşan atalarına Selçuklu hakanı Alaaddin Keykubat tarafından buralarda yer verilmiş olduğunu açıklıyor. Yavuz Sultan Selim zamanında, Harezmli AleviTürkler Dersim dağlarına çekilmek zorunda kalmış ve bu tecrit neticesinde Kürtleşmişlerdir ya da Zazalaşmışlardır.Diyor.(3) Aynı düşünceleri yazar M. ŞerifFırat’ta, ‘Yörenin Zazalarının 300 yıl öncesine kadar Türkçe konuştuklarını süreç içinde Zazaca’yı yadaKürtçe’yi öğrenip Kürtleştiklerini ifade ediyor.(4)
Zazalar’ın tarihi ve etnik kimliği ile ilgili ileri sürülen görüşleri özetlemek gerekirse; Birinci görüş: Zazalar’ın Kürt olduğu, Zazaca’nında tıpkı Goranca, Soranca gibi Kürtçe’nin bir lehçesi olduğudur. Bu görüşü Kürt milliyetçisi bütün akımlar savunmaktadır. Zaza olup bu siyasi oluşumlar içinde olan kişi ve gruplarda savunmuştur ve savunmaya devam etmektedirler. Kürt milliyetçiliğini savunanlara göre Zazalar’ın Kürt olmadığını savunmak “Bölücülüktür.” Kürtlere karşı düşmanca bir faaliyet görmek ile aynı anlama gelmektedir.Bu nedenle Zaza olupta ben Kürt değilim Zaza’yım diyenler bunların çok tepkisini çekmektedir.
Zazalar’ın Zaza olduğunu savunmanın tarihi yenidir. 1988’lerde Ebubekir Pamukçu ile başlamıştır. Bu ise Zazalık ile ilgili ikinci görüştür.Bunlar Zazalar’ın Kürt olmadığını ayrı bir dilleri olduğunuTürk’te olmadıklarını ayrı bir etnik kimlik ya da milliyet olduğunu bununda adının Zaza halkı olduğu şeklindedir. Kesinlikle Kürt olmadıklarını savunuyorlar. Zazalar’ın tarihi konusunda ise; bir görüş tarihlerini Mezopotamya’da ararken diğer bir görüş tarihlerini İran-Deylem’de aramaktadır. Deylem’den Anadolu’ya 1100-1200 yıllarında geldiklerini savunuyorlar.Zazalık ile ilgili, üçüncü görüş ise, Zazalık diye ayrı bir etnik kimlik yoktur. Zazalar Kürt’de değildir. Zazalar Türktür. Zazaca ise Orta Asya’daki Türk şivelerinden birisidir. Bu düşünceyi ise Türk Milliyetçiliğini savunan bir grup kişi ve çevre savunmaktadır. Dördüncü farkı düşünce ise; Kürtler ayrı bir etnik kimliktir. Ama 4-5 parçalıdır. Zazalar Kürt değildir. Zazalar Türk’te değildir. Zazaca ise; Farksa, Arapça, Kürtçe, kısmende Türkçe karışımı karma bir dildir. Bu tür olaylar toplumların tarihinde olağan şeylerdir. Ama Türkiye’de Zazaca konuşan herkes Zaza değildir. Özellikle Alevi-Türkmen Osmanlı döneminde Yavuz-Şah İsmail çatışmasında can güvenliği nedeni ile Zazaca ve Kürtçe konuşulan bölgeye zorunlu ikamette bulunmuş ve geçen 400-450 yıl içinde ana dili yerine Zazaca ve Kürtçe ikame edilmiştir. Bu tarihsel toplumsal olayda AleviTürkmenler’in Zazalaşması ya da Kürtleşmesi olgusu gerçekleşmiştir.
ZAZALAR’DA DİN
Zazalar’ı incelerken ikiye ayırarak incelemek gerekir. Bu ayırım: 1) Alevi olup Zazaca konuşanlar 2) Sünni İslam’ı benimseyen Zazalar.Bu grubu da kendi içinde 2’ye ayırmak gerekiyor: a) Hanefi Zazalar b)Şafii Zazalar. Zazalar arasındaki görünüşte basit gözüken bu İslam içindeki dinsel farktan kaynaklanan ayrım ayırt edici bir öneme sahiptir.Bir araştırmacının dediği gibi; “Alevi ve Şafii” Zazalar taban tabana zıt iki toplumsal yapıyı gösteriyorlar.”(6) Bu taban tabana zıt denen tesbit o denli isabetli görünüyorki Alevi Zazalar’ı Deylem’den 1100-1200 yıllarında Anadolu (Dersim)ya getiren tarihten beri Alevi Zazalar ile Sünni (Şafii) Zazalar birbirine hiç dost olmamışlardır. Bin yıllık bir toplumsal tepki vardır. Bu iki yapı nasıl aynı milliyetin parçaları olabilirler.
Zazalar Türkiye’den başka yerde yoktur. Kürt’e, Türk’e, Ermeni’ye, Süryani’ye, Yezidi’ye yakın coğrafya olan İran, Irak, Suriye v.s. de görmek olası iken Zazalar bu yakın coğrafyalarda yoktur.
AleviZazalar ile Sünni (Şafii) Zazalar’daki sosoylojik farklılık ister istemez Aleviler’in Zazaca’yı sonradan öğrenen ve hatta Zazalaşan Türkmen Aleviler olduğu tezini güçlendiriyor.Tarihte AleviZazalar ile Şafii Zazaların ortak bir toplumsal tepkisi, ortak tavrı v.s. olmamıştır. Toplumsal zıtlık bu iki toplumsal grup arasında hep varolmuştur. AleviZazalar ile Şafii Zazalar coğrafi olarakta biribirinden ayrı bölgelerde yaşıyorlar. Alevi Zazalar; Tunceli’de-Ovacık, Hozat, Nazmiye, Mazgirt, Pülümür yerleşmelerinin hemen tümü Zazaca konuşan nüfustur. Mazgirt, Pertek, Bingöl-Kığı, Karlıova gibi yerleşmelerdeKürtçe konuşan Aleviler’le ortak yaşıyorlar. Bu bölgeler dışında Erzincan’da-Çayırlı, Tercan, Kemah, Refahiye ilçeleri ve Merkez ilçe köylerinde nüfusun yaklaşık %20’si kadar Zazaca konuşan Alevi nüfus bulunuyor. Sivas’ın ise, İmranlı, Zara, Divriği ve Kangal’ın bazı köylerindeZazaca bilen Aleviler var. Ayrıca; Erzurum Hınıs ve Muş-Varto’da Zazaca bilen Aleviler yaşıyor. Zaza Alevi denilen toplumsal kesimin oturduğu klasik coğrafya burasıdır, son yıllarda göçler nedeni ile, Avrupa ve İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Adana,Mersin, Antalya gibi kentlerede Zaza Aleviler gelmiştir.
SünniZazalar ise; çoğunluğuBingöl’de Genç, Solhan, olmak üzere Elazığ, Karakoçan, Palu, Muş Varto’da, Diyarbakır-Kulp, Lice, Çermik, Siverek, Cüngüş, Adıyaman, Urfa-Karacadağ veMardin-Derik sayılabilir.
Zazalar’ın nüfusu 1965 Genel Nüfus sayımlarında Kürtçe konuşan nüfus ile sayıldığından doğru sonuçlardan çok uzaktır. Bu sayımlarda Zaza nüfus; 150.644 olarak görülüyor. 1972 de ise; 300 bin kişi kabul edilmiştir. BugünZazalar tarafından yapılan tahmine göre; 1 milyon ile 1.5 milyon arasında Zazaca bilen nüfusun olduğu ifade ediliyor. Bunun ise %60’ı,Sünni-Şafii Zazalar’dan %40 civarı ise Zazaca bilen Aleviler’den oluştuğu tahmin ediliyor.
Alevi Zazalar’ın kendi içinde ve diğer Aleviler ile, Şafii Zazalar’ın da kendi içinde ve diğer Kürtlerle evlendiği görülüyor.Alevi Zaza, Şafii Zaza evliliği mümkün olmayan bir olgu gibidir. Ortak payda oluşumunda dinsel ayrım tayin edicidir. Küçük bir siyasallaşmış Zaza aydınlar dışında Zazalık ortak payda değildir. AleviZazaları bir araya getiren ortak bileşken Alevi olmalarıdır. Şafii Zazaları’da bir araya getiren ortak yapışkan Şafii inancıdır.Zazalık her iki kesim için ortak payda olmamıştır. Alevi Zazalar, Türk Alevileri, Şafii Zazalar’dan kendilerine daha yakın buluyorlar. Hatta Alevi Zazalar, Türk Sünnileri bile Şafii Zazalar’dan kendilerine daha yakın buluyorlar.
KAYNAKLAR
• Ebubekir Pamukçu, Dersim Ayaklanması 1990 İstanbul
• Ali Kaya, Dersim Tarihi, 1999 İstanbul
• Ali Kaya, Deylem’den Dersime, 2001 İstanbul
• Orhan Türkdoğan, Etnik Sosyoloji 1997 İstanbul
• P.A. Andrews, Türkiye’de Etnik Gruplar 1992 İstanbul
• A. T. Önder, Türkiye’nin Etnik Yapısı 1999 Ankara
• N. Uluğ, Derebeyi veDersim, 2001 Ankara
• Kızıl Yol (Dergi 4 sayı
1983 Almanya
• Ayre (Dergi) 1986 İsveç
• Piya (Dergi) 1990 İsveç
• Muuzur Çem, Zazaca Gramer, 2003 İstanbul
• Birikim Dergisi, S. 71-72
• H.R. TankutZazalar Üzerine Sosyolojik Tetkikler, 2000, Ankara
• Dr. Suat Akgül, Dersim, 2000, Ankara